Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, “Her şeye rağmen, bütün dayatmalara, kısıtlamalara rağmen Millet İttifakı’ndan yana irade koymuş, demokrasiden yana taraf olmuş yüzde 48’i büyütmek bizim sorumluluğumuzdur. Onu örselemek, bizim sorumluluğumuz değildir. Milletin umudunu örselemektir. Milletin halinin kötü olmasından daha kötüsü büyük bir ümitsizlik içerisine düşmesidir. Bugün, içerisine düşmüş olduğumuz bu ümitsizlik sarmalından çıkaracak olan da yine bizleriz, siyasi partilerdir. Bu noktada sorumluluğumuzun bilinci içerisinde, demokrasiyi bir sorumluluk rejimi olarak addederek, Demokrat Parti olarak makul, yapıcı anlayışımızı, dün olduğu gibi bugün de sürdürmenin gayreti içerisindeyiz” dedi.
DP Osmaniye İl Başkanlığı’nın 14’üncü Olağan İl Kongresi, Ticaret Odası Konferans Salonu’nda yapıldı. Mevcut başkan Muhammet Güloğlu‘nun tek aday olduğu kongrede, DP Genel Başkanı Uysal, milletvekilleri, il, ilçe yöneticileri ve partililer yer aldı. DHA’nın aktardığına göre Uysal burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Başsavcı adeta hukuk sisteminin çöküşünü ortaya koyan bir ihbarda bulundu”
“Yakınlarda İstanbul’da Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı adeta Türkiye’deki hukuk sisteminin nasıl bir çöküş yaşadığını ortaya koyacak şekilde bir ihbarda bulundu. Bu zamana kadar tek tük açılan soruşturmalar, birkaç yeri değiştirilen hakim savcıdan ibaret bu meselenin üzerine yatılmış durumda.
TIKLAYIN-Adalet Bakanı Tunç açıkladı: Başsavcının “adliyede rüşvet çarkı” ihbarı için soruşturma başlatıldı GÖKÇER TAHİNCİOĞLU YAZDI | Çürümek: Yargıda temiz eller mi, güç savaşları mı? MEHMET YILMAZ YAZDI Adliye çürürken seyrediyoruz Başsavcı Uçar’ın HSK’ya “rüşvet” şikayetine hâkimden karşı dilekçe: Ben ve akrabalarımın banka hesapları en ince ayrıntısına kadar incelensin |
“Bu sistemin getirdiği noktada bir kişi, hem yargıya hem yürütmeye hem de yasamaya hükmediyor”
Bugün ülkede Anayasa Mahkemesi kararlar veriyor, yerel mahkemeler tanımıyor, Yargıtay tanımıyor, üstüne üstelik bir de Anayasa Mahkemesi üyeleriyle ilgili suç duyurusunda bulunuluyor. Burada mesele, iki yargı kurumunun kendi arasındaki mücadele değil. Burada mesele, Türkiye’deki bu çarpık sistemin, sınırsız yetki, sıfır denetim mantığı içerisinde ortaya konulmuş, adına da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen bu sistemin getirdiği yerdir. Bu sistemin getirdiği noktada bir kişinin, hem yargıya, hem yürütmeye, hem de yasamaya hükmediyor olabilmesidir.”
“Son 20 yılda çiftçilerimiz, esnafımız, dar gelirli vatandaşlarımız sosyoekonomik statüsünü yitirdi”
Çiftçi, esnaf, dar gelirli vatandaş ile emeklilerin meselesinin, Türkiye’de çözülemez halde olduğunu söyleyen Uysal, şöyle devam etti:
“Eğer bir problemi çözmek istiyorsanız kurumların kadrajına girmesinin hiçbir hükmü yok, sadece ve sadece bir kişinin kadrajına girecek, o da Sayın Erdoğan. Son 20 yılda çiftçilerimizden başlayarak, esnafımız, dar gelirli vatandaşlarımız sosyoekonomik statüsünü yitirdi. Maalesef insanlarımızı yoksulluğa mahkum edip, sosyal yardımlarla, siyasi sadakatini alarak Türkiye’nin bu sürdürülmez hali yönetebilmesi, sürdürebilmesi imkanı yoktur. Yeniden bu büyük ülkede kazanmadan harcayan, üretmeden tüketen bir ülke olmaktan çıkıp, kendi coğrafyasında, uluslararası konjonktüründe pek çok imkanından yararlanarak bu ülkeyi tarihi bir rol oynayabilme potansiyeline sahip olduğunu biliyoruz. Bizlere düşen, siyasilere siyasetçilere düşen vazife de bu büyük ülkeyi, o büyük potansiyeliyle buluşturabilmektir. Dün yaptık, Allah’ın izniyle yarınlarda da yapacak gücümüz de, kudretimiz de, aklımız da, kadrolar da vardır.”